Sevgiliye Denir ki *.* Sevgine Aşığım,Aşkını Seviyorum...

20 Haziran 2010 Pazar

HÜZÜNLÜ MELEĞİN GÖZYAŞLARI




Ağlamaklı gözlere ulaşmak için,bir ay öncesinden görülen rüyalar,çoktan gerçeğin kabusuna dönüşmüştü.
Acılara dayanamayıp,sürekli erteleme yoluna giden düşünceleri,aslında ona bir plan çizmişti bile.Nasıl buluşacaktı ki?Zaten herşey açık açık ortadaydı.İçi fırtınaya tutulmuş,savrulurken,gözden düşen yağmurlara esir olacağını biliyordu.
Önce soru sormak istedi kendisine.Bunu başarabilirdi.Buluşmadan önce,herşeye hazırlıklı olacaktı böylelikle.İç sesi,dönüp dönüp rahatsız tavırlarıyla,kendisini boğacağına,bu soru-cevap fikri onu rahatlatabilirdi.
Ruhu dinginliğe kavuştuğu anda,içinden sorular yükselmeye başlamıştı bile.

-Melekler ağlar mıydı?Melekler melekti sadece,ha gülü sevmişim,ha meleği...Sen ne dersin?

-Hiç böyle,saçmasapan bir soruyla karşılaşmadım.

-Neden öyle diyorsun ki?Zaten,senin şu soğuk tavrın yüzünden,sürekli sorularımı ertelediğimi görmüyor musun?

-Niçin sana hep açık olacakmışım gibi davranıyorsun?Hem sen,acılarınla mı,yoksa varoluşunla mı ilgileniyorsun?Kafanda kurduğun iç hesaplarını,beceriksizliğin yüzünden bana fiske atacak kadar,kendini aşağılıyorsun.Sonra da bana dönüp neden neden diye sorular soruyorsun!Gerçeği ikimizde biliyoruz.Hayat bu,döngü bu,daha ne dememi bekliyorsun?İçinin ferahı,senin salyasümük zırlamandan geçiyor.Beni dışlamandan değil.

-Sen kendinle çelişki yaşıyorsun bir kere.Madem herşey bu kadar basit,o zaman sana soru sormam için,neden bana yalvarıyorsun?Tezatlık sende ki,önüme her defasında yol ayrımları ekliyorsun.Ben bu döngüleri yaşamaktan nefret ediyorum tamam mı!... Üstelik,kendini bana yamıyorsun.Aslında korkan sensin ve benden sana sahip çıkmamı istiyorsun.

-Benimle iyi geçinmek zorundasın.Mutlu olduğun anları unutma.Aşıkken sen haklıydın hatırladın mı?Ama acılara gelince suçlu ben oluyorum.Bu ikilemlerin,başına iş açtığı gibi,sırf böyle hissettiğin için,herşeyi bölmek,senin alışkanlığın haline gelmiş.Tüm olabilme görüsünü,gözün keşfetmiş ama,kalbin hala kıvranıyor.

-Seninle uzatmayacağım bu konuları.Nasıl ki deneyimler hep boşa kürek sallar,seninle olan bağımız da,boşa konuşulan içsel saçmalıktan daha öteye gidemedi zaten.Gideremedik ikimizin yüzünden.Melek diyordum.Ağlar mı hiç?Hani yansıttığı,sadece saf,beyaz,masum olan,özgür kanatlı uçuşlarıyla,ruhumuzdaki efsanevi yerini almış,hiçbir kötülük barındırmayan.Var mıdır onun da sızısı?Peki ya içinde sakladığı mayınlar olamaz mı?

-Senin değer verdiğin masumluk,uçup gitmez içinden,korkma.Anladım,kopmaktan korkuyorsun sen.Ama emin ol,sadece gözün algıladığı bir hayat değil bu.Gözlerin,arzularla,özlemlerle yoğrulmuş olsa da,içinde taşıdığın hissin,her zaman seni varedeceği için,ona kulak vermen gerekir.Asıl kopma derecen,bununla alakalı.Yani,meleği kimse senin elinden almıyor.Aksine sen bu çektiğin acıyla,onu daha da çok özümsüyorsun.Hüzün,bir müddet sonra,coşkun heyecana kapı açar.Ah!Sen beni deli ediyorsun biliyor musun?Bunu defalarca yaşadığın halde hala,sorulmamış soru gibi sormaya çabalıyorsun.Çabalamadan,gelen hissini,o anın hissini o an yaşasan,hayat senin için daha da kolay olacak ama,nerde sende o yürek?

-O anın hissi aynıymış gibi olsa da,unutma ki birbirinden farklı hisler taşır ve her defasında,deneyim dediğimiz halde,bütün kilit nokta,içimizde, kaybolan çocuğun oyuncağını aramaya çıkması gibi,ağlamasının son bulacağı durak,oyuncağına yeniden kavuşması olacaktır.O geçiş anı,öyle yerlebir ediyor ki insanı,hüzün,masumluğu parçalarcasına acı çektiriyor kendisine ve kendi değerine sahip çıktığı kadar,bizdeki masumluğu da sömürüyor.

-İşte!Bravo!Az da olsa yaklaştın.Ama asıl sorun,masumluğu sömürdüğü değil,ona değerini biçmekte.Ona,kendisini hatırlatmakta.O geçiş anı dediğin şey,hüznün,masumluğu kucaklamasıdır.Dikkat,yanlış algılar ekleme kendine!

-Ama yine de,acı çektiğim bir gerçek.Öyle değil mi?

-Ben senin kadar iliklerimde hissedemem.O zaman ben öteki olamazdım.Güldürme beni,acısıyla,tatlısıyla,hayat senin bünyende.

-Yani hüznün de tadını çıkar mı diyorsun bana utanmadan?Seni gaddar!Hiç insafın yokmuş!

-Nasıl anladığına bağlı.Eğer acıdan zevk alıyorsan,sürekli üzgün duygularınla yoğrulursun.Ama unutma ki,vicdanın sana ne yapman gerektiğini her zaman söyler.İster çok neşeli,ister çok üzgün ol farketmez.Yol göstericin,kapı aralığında seni bekler,kalbinde duyduğun merhamet hissi,seni gerçekliğe taşır.

-Bunlar iyi hoş ta,yine de şunu bilmelisin ki,bana acı çektiğim halde,taş olmamı sağlıyormuşsun gibime geliyor.Gerektiğinde,taş gibi sert olabilirim,bana anlatmak istediğin bu sanırım.Meleğime ne olacak şimdi?

-Hiç.O her zaman senin ruhunda aynı yerinde kalacak.Senin acı çektiğin duyguları,uğurladığın da yok ki.Hoş,uğurlasan da,onlar hep aynı yerde.Bilirsin işte,aklına her geldiğinde,aynı hissi taşımak gibi.Kaybolduğu yok,üzülme.Olamaz!Gene mi taş ol demeye getirdim?Vay beni lanet!

-Güller ve içinde kaybolduğu ağlamasına tanık olduğum demek,Melek demek artık benim için.Yalnızlığını,çaresizliğini içtim onun.Onunla sonsuza uzadım.Şahidim,içimize akan gözyaşımız oldu Meleğim!

Acıdan zevk almıyorum.Onun içinin acımasını,ağlamasını hissederken,aslında benim Meleğe dönüştüğümü gördüğüm anda,onun gözlerinden ona ağladığımı farkettiğim için sadece acı çekiyorum...

Güllerin varolduğu sürece,
Meleğim! Bu yüzden yalnız değilsin...

-Yazdın madem,rahatladın mı bari?

-Senin şımarıklığın,benim gözyaşım demek.

Ama hayır!Seninle henüz işim bitmedi,hüznümün içindeki gerizekalı...

6 yorum:

deli-karga dedi ki...

gözlerim yaşardı harika bir yazı

ANTİCROWW dedi ki...

Meleğime...:))

Adsız dedi ki...

benim de yaşardı....

ANTİCROWW dedi ki...

meloşuma:))

Adsız dedi ki...

Helal sana güzel yazmışsın :) :)

Bu arada arka planı değiştirsen iyi olurr :) :)

Adsız dedi ki...

Waoooow
Bunları bi kitap yapmalı :D :D
Yazıların devamını bekliyoruz...

BAAK BURAYA DA BİRŞEYLER YAZDIMM :)

KAŞİF RUHUMUN KABA İNCELİKLERİ ;)

'Balı ekmeğe sürün,domatesle birlikte ham yapın.Tadından yenir.Güzel karışım:)

'Pet şişeyi çalkalayıp kulağınıza götürün.Deniz kıyısını,kulaklarınızda duyumsarsınız :)

NEYE AŞIK BU KİTAPLAR? :)

  • Aydınlanma nedir?-John White
  • Da vinci şifresi-Dan Brown
  • İlişki üzerine-J.Krishnamurti
  • Richard Bach-Sonsuza Uzanan Köprü